Oruç altı kısma ayrılır: Farz, Vâcib, Sünnet, Mendub, Nâfile ve Mekrûh... Şimdi bunları sırası ile görelim:
1. Farz Oruç: Ramazan ayı orucunun edâsı da, kazâsı da farzdır.
2. Vâcib Oruç: Nâfile olarak tutulan, sonradan bozulan orucun kazâsı vâcibdir. Nezir oruçları da vâcib oruçlardandır. Meselâ, "Şu iş şöyle olursa şu kadar gün oruç tutacağım" diye oruç tutmaya söz vermiş bir adamın, dileği gerçekleştiği zaman, bu oruçları tutması vâcib olur.
3. Sünnet Oruç: Muharrem ayının 9 ve 10'uncu veya 10 ve 11'inci günleri oruç tutmak sünnettir. Bu oruca Aşûra Orucu denir. Hadîs-i şerîf'te: Aşûra orucunun geçmiş yılın günahlarına keffâret olacağı belirtilmiştir. Bu oruç, aşûra günü olan Muharrem'in 10'uncu gününe, öncesinden veya sonrasından bir gün ilâve ile birlikte tutulmalıdır. Çünkü sadece Muharrem'in 10'uncu günü oruç tutmak mekruhtur.
4. Mendub Oruç: Her kamerî ayın 13, 14 ve 15'inci günü tutulan oruçlar menduptur. Bu günlere eyyâm-ı bîz denir. Her haftanın Perşembe ve Pazartesi günleri ve Ramazan'ı tâkib eden Şevval ayında 6 gün oruç tutmak da menduptur.
Resûl-i Ekrem'e (asm) Pazartesi günü oruç tutmak hakkında sorulunca, "Bu, benim doğduğum, Peygamber olarak gönderildiğim ve bana Kur'an indirilen gündür" buyurmuştur. Şevval ayında tutulan 6 gün orucu hakkında ise, "Kim Ramazan orucunu tutar da sonra ona Şevval'den 6 gün katarsa, bütün seneyi (sevabca) oruçlu geçirmiş gibi olur" demiştir...
Dâvut Aleyhisselâm'ın yaptığı gibi, bir gün oruç tutup bir gün iftar etmek de menduptur. Bu tarz tutulan oruca Savm-ı Dâvud denir. Resûlüllah Efendimiz:
"Allah indinde en makbûl oruç, kardeşim Dâvud'un orucudur. Bir gün yer, bir gün tutardı" buyurarak ümmetini bu şekilde oruç tutmaya teşvik etmiştir.
Şa'ban ayı, oruç tutmak bakımından, en sevablı ve faziletli aylardan biridir. Resûlüllah Efendimiz, hiçbir ayda, Şa'ban ayındaki kadar çok oruç tutmamıştır. Sebebi kendisine sorulunca şöyle izah etmişlerdir:
"Bu ay, Receb ile Ramazan ayı arasında insanların kendisinden gafil oldukları bir aydır. Halbuki o, içerisinde amellerin Rabbü'l-Âlemîn'e arz olunduğu bir aydır. Binaenaleyh, ben, amelimin, oruçlu olduğum halde Allah'a arz olunmasını dilerim."
5. Mekruh Oruç: Mekruh olan oruçlar ikiye ayrılır: Tenzîhen mekruh oruçlar, tahrîmen mekruh oruçlar...
Muharrem ayının sadece 10'uncu günü veya ilkbaharın başlangıcı olan Nevrûz günü yahut da Mehrican denilen sonbahar günü oruç tutmak tenzihen mekruhtur. Yalnız Cuma günü oruç tutmak da tenzihen mekruhtur. Cuma günü oruç tutmaktan nehyin sebebi, o günün bir nevi bayram günü olmasıdır. Hadîs-i şerîf'te, Cuma gününün yeme, içme ve zikir günü olduğu belirtilmiştir.
Yalnız Cumartesi günü oruç tutmak da tenzîhen mekruh sayılmıştır.
Ramazan bayramının birinci günü ile Kurban bayramının dört gününde oruç tutmak ise tahrîmen mekruhtur. Bugünlerde oruç tutmayı haram sayan da vardır. Bu sebeble, bunlara haram oruç da denebilir. Bugünleri, Cenâb-ı Hak kulları için bayram ilân etmiştir. Nimetlerinden yenilip içilerek Allah'a bol bol şükredilecektir. Bugünleri oruçlu geçirmek ise, Allah'ın nimetlerinden ve ziyafetinden yüz çevirmek mânasına gelir ki, bu sebeble bu oruçlar haram veya harama yakın mekruh sayılmıştır.
Ara vermeden yani, akşam iftar etmeden 2-3 gün peş-peşe oruç tutmak (ki buna savm-ı visâl denir) mekruhtur. Savm-ı visâl Resûlüllah Efendimiz hakkında câizdi. Zor ve meşakkatli olduğu için, ümmeti hakkında câiz olmamıştır.
Bayram günleri de dahil bütün sene boyunca aralıksız her gün oruç tutmak da mekruhtur. Buna savm-ı dehr denir. Bayram günleri oruç tutulmayıp iftar edildiği takdirde ise, bütün sene oruç tutmakta bir beis yoktur.
Kocasının rızası ve izni olmadan kadının nâfile oruç tutması da mekruhtur. Kocası dilerse, bu orucu bozdurabilir.
Ücret mukabilinde çalışan bir işçi veya hizmetçi, ancak yaptığı işe ve hizmete zarar vermemek kaydıyla nafile oruç tutabilir. Eğer tutulan oruç, yapılan işi aksatacaksa o takdirde ücreti ödeyen patron veya işverenden izin almak şarttır. Patron izin verirse nafile oruç tutar, vermezse tutmaz.
6. Nâfile Oruç: Yukarıda sayılan vakitler dışında, kerahet olmayan günlerde oruç tutmak ise nâfiledir. Nafilenin mânası, farz ve vâcibden ayrı olarak, hiçbir dinî mükellefiyet olmaksızın, sırf fazilet ve sevab için yapılan ibâdet demektir.