Bilimsel veriler uykunun günlük performansı çok etkilediğini söylüyor
Konsantrasyon, hatırlama, öğrenme, değerlendirme, problem çözme yetenekleri uyku kalitesi ve süresiyle yakından ilişkili. Yorgun insanların çoğunda da neden olarak kaliteli bir uykunun uyunamaması gösteriliyor.
Yaşamımızın neredeyse üçte biri uykuda geçiyor. Bu fizyolojik ihtiyacın eksiksiz olarak her gün mutlaka yerine getirilmesi gerekiyor. İyi bir uyku için çevre algılamasının mutlaka kaybolması şart. Bütün geceyi açık kalmış bir televizyonun sesi veya kulağınızın dibindeki saatin tiktaklarıyla geçirmek uykunuzun canına okuyor!
REM OLMADAN OLMUYOR
Uyku beyindeki özel alanlar tarafından başlatılan bir süreç. Belirli safhaları, dönemleri var. Fizyolojik olarak REM ve REM olmayan dönemler olarak ayrılabiliyor. Rüyaların çoğunun görüldüğü REM dönemi son derece önemli. Bu REM ve REM olmayan dönemler birbiri ardına tekrarlıyor. Uyku aynı zamanda bir onarım, bir yenilenme görevi de üstleniyor. Bu yenilenme hem bedensel hem de beyinsel anlamda oluyor. Uykuda vücudun yapım süreçleri hızlanıyor. Büyüme hormonu en çok geceleri salgılanıyor. Annelerin bebeklerine söyledikleri "uyusun da büyüsün" ninnisi bilimsel bir gerçeği ifade ediyor.
NE YAPACAKSINIZ
Eğer sağlıklı bir gün geçirmek ve veriminizi yükseltmek istiyorsanız uykunuzdan asla fedakarlık etmeyin. Uyku kalitesini bozduğu iyi bilinen sigara, alkol, kafein gibi zararlı içecekleri hiç olmazsa gece saatlerinde tüketmeyin. İyi bir uykunun iyi bir ön hazırlık gerektirdiğini de unutmayın. Bu ön hazırlığın içerisine günlük streslerden sıyrılmayı, kaygı, endişe, korku gibi duygulardan uzaklaşmayı eklemeniz şart. Gürültünün, aşırı sıcak veya soğuğun, yoğun ışığın uykuya dalmayı güçleştireceğini hatırlayın. Hergün belli bir saatte yataya girmeye ve uykuya geçmeye çalışın. Uykusuzluk sorununun arkasında bazen kullandığınız ilaçların da olabileceğini bilmenizde yarar var. Gündüz uykusunun gece uykusunu bölebileceği de aklınızda olsun. Hafif uyku bozukluklarında bazen bitkisel desteklerden veya melatoninden yararlanmanız mümkündür ama eğer uykusuzluğun bir problem haline gelebileceğini düşünüyorsanız gecikmeden doktorunuzdan yardım istemenizde fayda var.
Kanser sağlık sorunlarının en önemlisidir
Yaşamı sonlandıran hastalıkların başında kanser geliyor. Modern tıbbın bütün başarılarına rağmen kanser sorunu büyümeye, hasta sayısı artmaya devam ediyor. Ülkemizde de kanser hastalarının sayısında artış olduğunu düşündüren gözlemler var. Tedavide istenilen başarının sağlanamaması, korunma ve erken teşhiste daha fazla gayret gösterilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Bulunan yeni kemoterapi ilaçları radyasyon onkolojisinde ve cerrahi tekniklerde ulaşılan müthiş gelişmelere rağmen, kanser tedavisinde hálá ciddi bir başarı kazanıldığını söylemek zor.
Düzenli tarama yaptırın
Kanserden korunma söz konusu olunca, en önemli faktörlerin başında beslenme, çevre koşulları, temiz su ve hava temini, sentetik maddelerle-deterjanlar, renkli boyalar, böcek ilaçları vs., kirlenmiş giyeceklerden uzak durmak, sigara ve alkol kullanmamak geliyor. Araştırmalar, sadece beslenmede alınan önlemlerin bile kanserlerin üçte birini önleyeceğini gösteriyor. Besinleri seçerken yalnız kanserojen riski olanlardan uzak durmak da yetmiyor. Kanserden koruyucu antioksidanları, vitamin ve mineralleri de vücuda kazandırmak gerekiyor. Bunun için organik veya ekolojik besinlere öncelik vermek şart! Diğer taraftan pişirme yöntemlerine, saklama koşullarına da önem vermek gerekiyor. Konu kanserden korunmak olduğunda, kilo kontrolü aktif bir hayat tarzı, stresten uzak bir yaşam biçimi ve düzenli uyku da önem taşıyor. Rahim ağzı aşısı gibi koruyucu aşıları yaptırmak, mide ülserinden sorumlu tutulan helikobakteri enfeksiyonunu tedavi ettirmek, cildi yoğun güneş ışınlarından korumak ve radyasyon tehlikesi olan yerlerden uzak durmak da önem kazanıyor. Kanser sorunu ile mücadelede erken teşhis de son derece önemli. Bunun için düzenli tarama testleri yaptırmak, sağlık kontrollerini ihmal etmemek gerekiyor.
Yalnız dişinizi değil dilinizi de fırçalayın
Ağız kokusu çok yaygın görülen bir sorun. Ve bu sorunun arkasında çoğu kez ağız içi hijyenine dikkat edilmemesi yatıyor. Ağız içi hijyenine yeteri kadar önem göstermeyenlere de diş çürüklerine ve ağız iltihaplarına yol açıyor. Diş hekimleri iyi bir ağız içi hijyeni için yalnızca dişlerinizi fırçalamanızı yeterli bulmuyor. Mümkünse dil kökünüzden itibaren dilinizi de fırçalamanızı öneriyor.
Gebelikte yaş sınırı var mı?
Günümüzde kentsel kesimlerde yaşayan ve özellikle de çalışan kadınlar aile kurup çocuk yapmayı geciktirmekteler. Biz hekimler koruyucu hekimlik görevimizi yerine getirirken hastalarımıza 35 yaşına kadar ailelerini tamamlamalarını önermekteyiz.
Bunun çeşitli gerekçeleri vardır:
n Bazen istisnalar olsa da yaş ilerledikçe gebe kalmak giderek zorlaşmaktadır.
n 35 yaş sonrası yumurtaların kalitesi ve sayısı giderek azalmaktadır, gebeliğe bağlı sorunlar yaşla birlikte artmaktadır.
n Yaş ilerledikçe sezaryen oranı artmakta, gebelikte şeker, tansiyon gibi sorunlar daha sık görülmektedir.
n Düşük yapma olasılığı da giderek artarak 35-39 yaş arası yüzde 25’e, 40-44 yaş arası yüzde 50’ye çıkmaktadır.
n 35’ten sonra down sendromu ve diğer kromozom anormallikleri oranları artarak, amniosentez gibi işlemlere gereksinim de artmaktadır.
n 38-40 yaş geçilirken yapılan tüp bebek denemelerinde bile 35 yaş altına göre başarı şansları yarı yarıya azalmaktadır.
35 yaş altında 1 yıl gebe kalınmazsa araştırılmaya başlanması gerekirken, 35 yaş üzeri 6 ay korunmasız düzenli ilişki ile gebe kalamayanların incelemesi gerekmektedir.
Bir yürüyüş kulübüne üye olun
1. Başlamanıza yardımcı olacak, fiziksel olarak aktif 3-5 iş arkadaşı seçin. Diğer çalışanlara toplanma sıklığı, günün hangi zamanında olacağı, konularında tercihlerini sorun. Bunu resmi ya da resmi olmayan yolla yapabilirsiniz.
2. Kulübün kim, ne, ne zaman, nerede ve nasıllarını reklam edin. Birçok farklı promosyon yöntemi kullanın. (Broşürler, e-mail, sesli mesaj) Kendinizi promosyona yönelik fikirler bulmaya zorlayın.
3. İnsanların;
- Yürüyüşçülere bir yürüyüş kartı verip, yürüyüş zamanlarını ve mesafeyi saptamalarını sağlayarak,
- Belirli mesafeler kat ettiklerinde, ilk 10 km ya da 5 saatlik yürüyüş gibi, fark edildiklerini hissettirerek,
- İş çevresindeki mesafeleri gösteren haritalar dağıtarak ya da rota çizerek,
- Yürüyüşle ilgili bilgi tedarik ederek, (bu konuda seminerler düzenleyebilir ya da civarda yürüyecek yerlerin listesini yapabilirsiniz) ilgilerini çekebilirsiniz.
Meşgul gününüze birazcık da olsa oyun sığdırmaya vakit ayırabilirsiniz. Bu ipuçları tatildeyseniz de geçerli olacaktır.
(Aktif Yaşam Rehberi’nden alınmıştır
Rahim ağzı kanseri aşısını yaptırın
Dünyada her yıl 400.000 civarında kadın rahim ağzı kanseri nedeniyle kaybediliyor. Bu kadar önemli bir sorundan korunmada aşı şansının yakalanmış olması son derece sevindirici bir gelişmedir. Kadın hastalıkları uzmanları rahim ağzı kanseri aşısını güvenilir ve etkili buluyor. Aşı için en uygun zaman on yaş sonrası. Aşı için daha fazla bilgi almak isteyenlerin bir kadın hastalıkları uzmanı ile görüşmeleri gerekiyor
Kaşmir özü saçı tedavi eder mi?
Eğer reklamlara inanacak olursanız saç dökülmesinin de kırılmasının da çareleri çoktan bulundu! Bazı firmaların dediklerine göre eğer o ürünleri kullanırsanız "saçlarınızı dıştan içe besliyor ve tamir ediyorsunuz". Yani reklamlara bakacak olursanız saçlarınız birer ağaç. Ve o ağaçları dıştan budayıp bakım yaparak diplerini sulayıp bitki özleri veya kaşmir özleri ile doldurarak ipeksi saçlara sahip olmanız son derece kolay! Ne var ki dermatoloji uzmanları bu görüşe pek katılmıyorlar. Saçların yalnızca içten beslenebileceğini dışarıdan bakım ve temizliğinin yapılabileceğini- belki birazcık da desteklenebileceğini- söylüyorlar. Konuştuğum dermatoloji uzmanlarının hiçbirisi kaşmir özünün saç sağlığına iyi geldiğini gösteren herhangi bir bilimsel çalışmaya rastlamadıklarını belirttiler.
Kendi içeceğinizi kendiniz yapın
Diyet yaparken kimi zaman asitli bir şeyler içmek istiyorum. Maden suyu veya soda olur mu? Meyveli olanları içilebilir mi? Kalorisi var mıdır?
Sıcakların artması ile birlikte sıvı tüketimimizdeki artış ve içecekleri çeşitlendirme ihtiyacı çok doğaldır. Ancak bu dönemde yapılacak seçimler (kafeinli asitli içecekler, hazır meyve suları gibi) diyet esnasında yolunda gitmeyen durumlara neden olabilirler. Örneğin kafeinli asitli içecekleri bol bol tüketmek kafein alımındaki artışa bağlı olarak vücuttan sıvı kaybına neden olacaktır. Bunun yanı sıra yüzde 100 doğal meyve suları meyve porsiyonlarınızda bir azaltma yapmadan tükettiğinizde kalori alımınızı gizliden gizliye arttıracaktır. Maden suyunun meyveli olanları tercih edilebilir ancak tatlandırıcı alımınızı arttırmak yerine işte size evde de yapabileceğiniz aromalı maden suyu...
Limon-yeşil çay fesleğenli su: 2 adet limon otunu dörde bölün. 1-2 dal yeşil çay ve 4 adet fesleğen ile cam sürahiye koyun. Üzerine 1 litre maden suyu ilave edin. 30 dakikadan az olmayacak kadar buzdolabında bekletin.