Abdullah b. Mesûd (r.a.) şöyle anlattı:
Allah Resulü'ne (a.s.), Allah katında hangi günah en büyüktür? diye sordum. "Seni yaratmış olduğu halde Allah'a bir ortak (eş) uydurmandır" buyurdu. Muhakkak bu, çok büyüktür, dedim. Sonra hangisidir? dedim. "Sonra seninle beraber yemesinden korktuğun için çocuğunu öldürmendir" buyurdu. Sonra hangisidir? dedim. "Sonra komşunun hanımı ile zina etmendir" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 124
Ebu Bekra (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü'nün (a.s.) yanında bulunuyorduk. Üç defa "Büyük günahların en büyüğünü size söyleyeyim mi?" buyurdu. Sonra onları şu şekilde saydı: "Allah'a şirk koşmak, ebeveyne eziyet etmek ve yalan yere şahadet etmektir (yahut: Yalan söylemektir)." Allah Resulü dayanmakta iken doğrulup oturdu ve bu son sözü durmadan tekrar ediyordu. O derece tekrarladı ki hatta biz; keşke sussa, diyorduk.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 126
Enes'in (r.a.) naklettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) büyük günahlar olarak şunları saydı: "Allah'a ortak koşmak, ebeveyne eziyet etmek, cana kıymak ve yalan söylemektir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 127
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.), "Helak edici olan yedi şeyden uzak durunuz" buyurdu. Ey Allah'ın Resulü! Onlar nedir? denildi. Allah Resulü: "Allah'a şirk koşmak, sihir yapmak, bir hak karşılığı olması dışında Allah'ın haram kıldığı bir cana kıymak, yetim malı yemek, faiz (yoluyla elde edilen kazancı) yemek, düşmana hücum sırasında harpten kaçmak, zinadan uzak durmuş (onu hatırından bile geçirmeyen) müslüman kadınlara zina isnat etmek" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 129
Abdullah b. Amr b. As'ın (r.ahm.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.): "Kişinin ebeveynine sövmesi büyük günahlardandır" buyurdu. Ey Allah'ın Resulü! Kişi ebeveynine söver mi? dediler. "Evet, bir kimse başkasının babasına söver, o da onun babasına söver. Yine bir kimse, başkasının annesine söver, o da, onun annesine söver" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 130
Abdullah b. Mesûd'un (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) "Herhangi bir şeyi Allah'a ortak koşarak ölen kimse Cehenneme girer" buyurdu. Ben de: Herhangi bir şeyi Allah'a ortak koşmayarak ölen kimse de Cennete girer, dedim.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 134
Ebu Zerr (r.a.) anlatmıştır:
Hz. Peygamber (a.s.) "Cebrail (a.s.) bana gelip, Ümmetimden hiç bir şeyi Yüce Allah'a ortak koşmadan ölenin, Cennete gireceğini müjdeledi" buyurmuştur. Bunun üzerine ben, o adam zina etmiş ve hırsızlık yapmış olsa da mı? dedim. Hz. Peygamber, "Zina etmiş ve hırsızlık yapmış olsa da" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 137
Mikdad b. Esved (r.a.)
Hz. Peygamber'e (a.s.) şu şekilde bir soru sorduğunu nakletti: Ey Allah'ın Resulü! Şöyle bir mesele hakkında ne buyurursun? Ben kâfirlerden bir kişi ile karşılaşsam, benim ile vuruşsa da benim iki elimden birini kılıcı ile kesip koparsa, sonra benden kaçıp bir ağaca sığınsa ve: Ben Allah için müslüman oldum, la ilahe illallah dese, ben onu bu tevhit kelimesini söyledikten sonra öldürebilir miyim? Allah Resulü (a.s.): "Hayır, onu öldürme" buyurdu. Ben, ey Allah'ın Resulü, o benim elimi kesti, sonra da bu sözü söyledi. Onu öldüremez miyim? dedim. Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Sakın onu öldürme. Eğer öldürürsen o senin onu öldürmezden evvelki vaziyetindedir, (Çünkü müslüman olmuştur, kanı korunmuştur). Sen de onun söylediği tevhit kelimesini söylemesinden evvelki vaziyetindesin (çünkü kanın kısas ile mubah olmuştur)."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 139
Usame b. Zeyd (r.a.) şöyle nakletmiştir:
Allah Resulü (a.s.) bizi bir seriye hâlinde (cihada) göndermişti. Cuheyne kabilesinden Hurakat'a bir sabah baskın yaptık. O sırada ben bir adama yetiştim. O, la ilahe illallah, dedi. Ben kargımı ona sapladım. Bu işten gönlüme bir şüphe düştü. Sonra bunu Hz. Peygamber'e anlattım. Allah Resulü (a.s.): "La ilahe illallah dediği halde onu niçin öldürdün?" diye sordu. Ben, ey Allah'ın Resulü! O, bunu ancak silahtan korktuğu için söylemiştir, dedim. "Onu kalbinden söyleyip söylemediğini bilmen için kalbini mi yardın?" buyurdu ve bu soruyu bana karşı hiç durmadan tekrar ediyordu. Nihayet ben o gün müslüman olaydım (da bunları duymasaydım) diye temenni ettim. (Hadisi rivayet eden dedi ki) Sa'd Allah'a yemin ederim ki, Üsame'yi kastederek, iki karıncıklı öldürmeye kalkışmadıkça ben hiç bir müslümanı öldürmem, dedi. (Ravi der ki) Birisi ona: Allah, fitne ortadan kalkıp din tamamiyle Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşınbuyurmadı mı? dedi. Bunun üzerine Sa'd "Biz, hiç bir fitne kalmayıncaya kadar savaştık. Sen ve arkadaşların ise bir fitne meydana gelsin diye harp etmek istiyorsun" karşılığını verdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 140
Abdullah b. Ömer'in (r.a.) naklettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.): "Bize silah çeken bizden değildir" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 143
Ebu Musa'nın (r.a.) naklettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.), "Bize silah çeken bizden değildir" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 145
Abdullah b. Mesûd'un (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): " (Ölü için) yanaklara vuran yahut yakaları yırtan yahut cahiliye âdeti üzere feryad-u figan eden bizden değildir" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 148
Huzeyfe (r.a.)
Resulü'nün (a.s.), "Cennete hiçbir kovucu giremez" buyurduğunu işittiğini nakletmiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 151
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Üç kimse vardır, Kıyamet günü Allah onlarla konuşmaz, onlara bakmaz, onları temize çıkarmaz ve onlar için şiddetli bir azap vardır: Biri, susuz bir sahrada fazla suyu vardır ve o suyu yolculara vermekten kaçınır. İkincisi, ikindi üzeri bir kimseye bir mal satar, satarken ona karşı Allah'a yemin ederek, gerçek bunun hilafına olduğu halde, malı şu şu fiyata aldığını söyler ve müşteri de onu doğrular (ve malı satın alır). Üçüncüsü de, bir devlet başkanına yalnız dünyalığı için biat eder, başkan ona dünyalıktan verdiği zaman biatında sadık kalır, ona dünyalıktan vermediği zaman sözüne sadakat göstermez."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 157
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Her kim kendini bir demir parçasıyla öldürürse kendisi o demiri elinde karnına vuruyor vaziyette sonsuza kadar ve sürekli olarak Cehennem ateşinde acı çekecektir. Her kim zehir içerek kendini öldürürse o kimse de zehrini içer bir halde sonsuza kadar ve sürekli olarak Cehennem ateşinde olacaktır. Her kim bir dağdan kendini aşağıya atıp, kendini öldürürse bu (şekilde intihar eden) kimse de Cehennem ateşinde sonsuza kadar ve sürekli olarak kendisini yüksekten aşağıya bırakır olacaktır."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 158
Sabit b. Dahhak (r.a.)
Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: "Her kim İslâm'dan başka bir din adına yalan yere yemin ederse, o kimse (yalanında) söylediği gibidir. Her kim bir şeyle kendini öldürürse Kıyamet gününde intihar ettiği nesne ile azap olunur. Bir kimsenin sahip olmadığı bir şeyi adaması doğru (geçerli) değildir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 159
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle anlattı:
Allah Resulü (a.s.) ile beraber Hayber'de bulunuyorduk. Allah Resulü (a.s.), müslüman diye isimlendirilenlerden birisi için: "Bu, Cehennem ehlindendir" buyurdu. Nihayet biz savaşa giriştiğimiz zaman o zat çetin bir şekilde savaştı. Arkasından da yaralandı. Bunun üzerine Allah Resulü'ne, ey Allah'ın Resulü! Biraz evvel kendisi hakkında, "O, Cehennem ehlindendir" buyurduğunuz zat, bugün çok çetin bir harp yaptı ve öldü denildi. (Yine) Hz. Peygamber: " (Onun yolu) Cehennemedir" buyurdu. Nerede ise müslümanların bazısı şüpheye düşeceklerdi. Onlar bu hâl üzerine bulunurlarken birdenbire, "O ölmedi, ancak kendisinde ağır yaralar vardır" denildi. Gece vakti olunca, yaralarının şiddetine dayanamayıp kendini öldürdü. Bu olay Hz. Peygamber'e haber verilince Hz. Peygamber (a.s.), "Allah'ü Ekber, şahitlik ederim ki ben Allah'ın kulu ve elçisiyim." Daha sonra Bilâl'e emrederek, insanlara, Cennete müslüman olmayan hiç bir kimsenin giremeyeceğini, Allah'ın bu dine facir kimsenin eliyle de yardım edeceğini (kesin bir şekilde ortaya koyduğunu) duyurmasını istedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 162
Sehl b. Sa'd Saidî (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.) Hayber'de müşriklerle karşılaştı ve iki taraf kıyasıya savaştı. Harbin sonunda Allah Resulü karargâhına, öbürleri de kendi karargâhlarına dönmüşlerdi. Fakat Allah Resulü'nün ashabı arasında bir kişi vardı ki, düşman ordusundan ayrı kalmış (orduya katılmamış) birini, peşinden amansız bir şekilde takip ediyor ve ona kılıcı ile (durmadan) vuruyordu. (Bunu gören sahabeler) Bugün bizden hiç kimse falancanın gösterdiği yiğitlik derecesinde bir yiğitlik göstermemiştir; dediler. Bunun üzerine Allah Resulü: "Fakat O, Cehennemliklerden!" buyurdu. Ashabtan bir kişi "Öyle ise ben devamlı olarak onu takip eder, gözetlerim" dedi. Hadisi nakleden ravi der ki: O adam ile beraber harp sahasına çıktı ve harp safının neresinde durdu ise, o da onunla beraber durdu. O, harpte ne derece çeviklik gösterdiyse o da aynı şekilde çeviklik gösterdi. Yine ravi (İbn Sa'd) der ki: "Nihayet adam ağır şekilde yaralandı. Acıya dayanamayıp ölümü acele isteyerek kılıcının kabzasını yere, keskin ağzını da iki memesi arasına koydu. Sonra kılıca yüklendi ve bu şekilde kendini öldürdü." Bunun üzerine (Eksum isimli) sahabe, Allah Resulü'nün yanına vardı ve: Ben şahadet ediyorum ki sen muhakkak Allah'ın elçisisin, dedi. Allah Resulü: Sana ne oldu? diye sordu. Huzai şöyle dedi: Biraz önce zikretmiş olduğun kimse hakikaten Cehennemliklerdendir. İnsanlar bu adamın Cehennemlik olduğu haberini büyütmüşlerdi. Ben bu adamın durumunu (sizin için takip eder) gözetlerim, dedim. Nihayet bu adam ağır surette yaralandı, ölümünü acele isteyerek kılıcının kabzasını yere, keskin ağzını iki memesi arasına koydu, sonra kılıcının üstüne yüklendi ve bu suretle kendini öldürdü. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "İnsanlar arasında böyle kimse vardır ki, halka göre Cennet ehline yaraşan hayırlı işler yapar. Halbuki o, Cehennemliklerdendir. Yine insanlardan öyle kimse de vardır ki görünüşte Cehennemliklere ait kötü işler yapar, halbuki o, Cennetliklerdendir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 163